Fütüristik koloniler
Evlerimizi ve yaşadığımız yerleri şekillendirme biçimimiz dünya görüşümüzü tanımlamada büyük rol oynuyor. Akıllı cihazlar ve teknolojiler yaşam alanlarımıza girdikçe geleceğin mimarisi de yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Bazı mimari konseptler asla gerçek olmayabilecek bir gelecekten kareler sunsa da yarın karşılaşmanın gayet mümkün olduğu gerçekçi modeller barındıran yenilikçi tasarımların da yaygınlaştığını söylemek mümkün.
Dünya’nın etrafında dönen bir asteroite bağlı ters dönmüş gökdelen, aşırı kalabalık bir gelecek için faydalı bir çözüm oluşturabilir.
Nautilus Eco-Resort’un tasarımı Fibonacci dizisinin şeklinden ilham alıyor. Bina, bitki büyütme işlemini mimariyle birleştiren çeşitli araçlar ve hidroponik büyütme teknolojilerinden faydalanıyor.
Norveç’in güneyinde açılması planlanan bir su altı restoranı var. Restoranın yanı sıra binada deniz yaşamını araştırmak için kurulan bir araştırma merkezi bulunacak. Restoranın inşasının 2018 yılı içinde başlaması planlanıyor.
Oiio tarafından sunulan ‘The Big Bend‘, New York City için giderek daha önemli hale gelen boş alan sorunu göz önünde bulundurularak tasarlanan kemer şeklinde bir gökdelen.
2018’de Kaliforniya’nın güneyinde inşa edilmesi planlanan bu ev, minimal ve taşınabilir ev fikrini yenilikçi bir noktaya taşıyor. Yerden hafifçe yükseltilen ev konseptinin zemin yüzünden zarar görmemesi sağlanıyor. Evi oluşturan parçalar çeşitli yönlere doğru uzandığı için bütün odaların gün ışığından faydalandığına emin olunuyor.
2Seul’de inşa edilmek üzere tasarlanan bu feribot iskelesi konsepti yeşil enerji çözümleriyle yenilikçi mimari anlayışını bir araya getiriyor. Hayalet vatoza benzeyecek şekilde tasarlanan bu yapılar, ihtiyaç duydukları enerjiyi güneş ve rüzgardan elde edebiliyor.
Gundam Wing yapımından fırlamış bir robota benzeyen bu yapı aslında yüzen bir köprü. Çin’in Moğolistan Özerk Bölgesi’ndeki Ordos hükümetinin talebi üzerine Margot Krasojević tarafından tasarlanan bu deneysel bina hem katlanabiliyor hem de hareket edebiliyor